utandırıcı

utandırıcı
adj. shameful, disgraceful, embarrassing
* * *
opprobrious

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • utandırıcı — sf. Utanma duygusuna yol açan, utanç veren Çirkin olan iskele binası ve etrafı idi; çirkinden de fena, utandırıcı bir adilikte idi. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gönül yarası — is. Bir kimseyi derin üzüntü içinde bırakan acı Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüz kızartıcı — sf. Utandırıcı, utanılacak Meşhur bir edibimizin cinsî hayatına dair yüz kızartıcı sözler söylenirdi. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler yüz kızartıcı suç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HACALET-ÂVER — f. Utandırıcı. Utanç veren …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HACLET-DİH — f. Utanç verici, utandırıcı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HACLET-ENGİZ — f. Utandırıcı, sıkıltıcı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HACLET-ÂVER — f. Utanç verici, utandırıcı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HİCAB-AVER — f. Hicab verici, utandırıcı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”